adana haber sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

Mutfağınızdaki bulaşık süngeri aslında bakteri yuvası!

Peki mutfak süngerlerimizi hangi sıklıkla değiştirmeliyiz?

“`html

Jasmin Fox-Skelly

Çeşitli bakteri türleri, yaşam alanlarıyla ilgili oldukça ilginç tercihlere sahipler. Kimisi yeraltının derin katmanlarında, kimisi hidrotermal dehlizlerde yaşam bulurken, bazıları ise donmuş tundra toprakları gibi ekstrem ortamlarda barınıyor. Ancak birçok bakteri için en cazip yer, şüphesiz mutfaklardaki bulaşık süngerleri.

Evet, görünüşe göre mutfaklarda kullandığımız süngerler, sayısız mikroorganizmayı içinde barındırıyor.

Süngerler, bakteriler için mükemmel bir ortam sunuyor: sıcaklık, nem ve besin parçalarıyla dolu bir yaşam alanı.

Bakteriler İçin İdeal Bir İkâmetgah

Almanya’nın Furtwangen Üniversitesi’nde görevli mikrobiyolog Markus Egert, 2017 yılında mutfak süngerlerindeki bakteriyel mikrobiyom üzerine bir araştırma yayımladı. Egert’in çalışmaları, süngerde tam 362 farklı mikrop türü bulunduğunu ve bazı yerlerde bakteri yoğunluğunun her bir santimetrekarede 54 milyar mikroba kadar çıkabildiğini ortaya koydu.

“Bu rakam oldukça dikkat çekici; insan dışkısında bulabileceğiniz bakteri miktarına oldukça yakın” diyor Egert.

Bunun sebeplerinden biri, süngerlerin çok sayıda delik ve boşluğa sahip olması. Bu delikler, mikroorganizmalara yerleşmek için uygun bir ortam sunuyor.

Ekip, bu bilgileri kullanarak selüloz süngerlerde farklı E. coli türlerini yetiştirerek benzer bir çalışma gerçekleştirdi.

“Mutfak süngerlerinde farklı boyutlardaki boşlukların, bakterilerin büyümesini desteklemede önemli rolü olduğunu tespit ettik,” diyor Egert ve ekliyor:

“Bu mantıklı çünkü hem tekil olarak yaşayan bakteriler var, hem de başka bakterilerle birlikte yaşamak zorunda olanlar. Süngerin içindeki çeşitli yapılar, her türlü bakteri için uygun bir yaşam alanı sağlıyor.”

Sağlık İçin Riskli mi?

Süngerler kesinlikle bakteriler için cazip bir mekan. Ancak bu durum, süngerlerin sağlık açısından zararlı olduğu anlamına gelmiyor. Bakteriler, cildimizde, toprakta ve soluduğumuz havada sürekli olarak mevcut. Hepsi zararlı değil; birçok bakterinin önemli işlevleri de bulunuyor. Temel soru, süngerlerdeki bakteriler için endişelenmeli miyiz?

Egert, 2017’deki çalışmasında yaygın bulunan bakterilerin DNA dizilimlerini inceleyerek, on yaygın türden beşinin bağışıklık sistemi zayıf bireylerde enfeksiyona yol açabilecek türlerle ilişkili olduğunu belirledi.

Süngerleri yüksek ısıda sabunlu suyla yıkamak ya da mikrodalgada ısıtmak, bazı bakterileri öldürebilir fakat bu yöntemler her zaman etkili olmayabiliyor. Bu işlemler bazen dirençli bakteri türlerinin güçlenmesine neden olabiliyor.

“Temizlik uygulamalarının bazı türlerin seçilmesine neden olduğunu düşünüyoruz,” diyor Egert ve ekliyor:

“Eğer bu yöntemleri tekrar tekrar uygularsanız, temizlik önlemlerine karşı dayanıklı bakterilerin seçilme olasılığı artar.”

Egert’in çalışmasında tespit edilen bakterilerin hiçbiri ile gıda zehirlenmesi veya ciddi hastalıklar arasında doğrudan bir ilişki tespit edilmedi. Hatta, hastaneye kaldırılan gıda kaynaklı hastalıklar durumlarının %90’ında sadece beş patojen bulunmuş.

Bunların arasında Escherichia coli, Salmonella ve Campylobacter türleri bulunuyor. Neyse ki, bu bakteriler süngerlerde nadiren rastlanıyor.

Egert “Sadece bağışıklık sistemleri zayıf, yaşlılar ya da çocuklar için potansiyel olarak tehlikeli olabilecek bazı bakterilere rastladık. Genel olarak, sağlıklı bireyler için mutfak süngerlerinde bulunan bakteriler zararsızdır” diyor.

ABD’deki Prairie View A&M Üniversitesi’nden gıda güvenliği profesörü Jennifer Quinlan, 2017 yılında Philadelphia bölgesinden 100 farklı evden mutfak süngerleri toplamıştır.

Araştırma bulgularına göre, bu süngerlerin yalnızca %1 veya %2’sinde gıda zehirlenmesi ile ilişkili bakterilere rastlandı. Bakteri tespit edilen süngerlerde bile bu bakterilerin oranı oldukça düşüktü.

Çiğ Et ve Tavuk için Dikkat!

2022 yılında yapılan bir başka çalışma da bu sonuçları destekliyor.

Norveç’teki Nofima gıda araştırmaları enstitüsünde çalışan bilim insanı Solveig Langsrud, temizlik amaçlı kullanılan sünger ve fırçaları karşılaştırdı. Araştırmasında her iki mutfak aracında da zararsız bakteri türlerine rastladı. Moh yönde Acinetobacter, Chryseobacterium, Enhydrobacter, Enterobacteriaceae ve Pseudomonas bulunmaktaydı. Ancak, fırçaların içindeki bakteri yoğunluğu oldukça düşüktü.

“Süngerlerdeki bakterilerin büyük bir çoğunluğu hastalık yapmıyor; genelde kötü kokuya sebep oluyorlar. Zamanla görünümü bozulabiliyorlar” diyor Quinlan.

“Ancak, eğer bu süngeri çiğ et ya da çiğ tavuk temizlemek için kullandıysanız, burada bulunan bakterileri süngere de almış olabilirsiniz” şeklinde uyarıda bulunuyor.

Sonuç olarak, süngerin içinde gelişen bakterilerin çoğu zararlı değil. Ancak Salmonella gibi tehlikeli bakteriler süngere bulaşırsa, sünger ortamı bu patojenlerin artması için mükemmel bir alan haline geliyor.

Langsrud’un çalışmasında, bulaşık süngerlerine Salmonella yerleştirildiğinde bu bakterilerin çoğaldığı, fakat fırçalara yerleştirildiğinde öldüğü gösterildi. Bu durum, fırçaların daha iyi kurumasından kaynaklanıyor olabilir; bu da Salmonella bakterilerinin ölmesine zemin hazırlıyor. Süngerler, sık kullanıldıklarında nemli kalabiliyor.

Bu patojenler, ayrıca süngerlerden tabaklara ve tezgahlara da geçiş yapabiliyor.

Mutfak Süngerimizi Ne Sıklıkla Değiştirmeliyiz?

Peki, mutfak süngerlerimizi ne sıklıkla yenilemeliyiz?

Quinlan, hijyen açısından değerlendirildiğinde süngerlerin haftada bir değiştirilmesi gerektiğini öneriyor. Ancak, bu süre uzatılabilir.

“Süngerleri temizlemek için basit iki yöntem mevcut. Her gün bulaşık makinesinde yıkayabilir veya mikrodalgada bir dakika boyunca buharlandırarak patojenlerin çoğunu öldürebilirsiniz.”

Kesinlikle, çalışmalar süngerleri bulaşık makinesinde ya da mikrodalgada yıkamanın, çamaşır suyunda bekletmekten çok daha etkili olduğunu gösteriyor. Ancak Egert’in bulguları aynı zamanda bu tür temizlik yöntemlerinin, dirençli bakterilerin seçiminde etkili olabileceğini hatırlatıyor.

Süngerleri kaynar suya ya da dezenfektana koymak da bakterilerin bir kısmını öldürebilir. Ancak bazıları hayatta kalmaya devam edebilir. Bu yöntemler Salmonella’nın etkisini azaltmakta faydalıdır.

Bir diğer ipucu ise süngerlerin lavabonun içinde kalmamasını sağlamak ve bir sonraki kullanıma kadar kurumasını beklemektir. Kullanımdan önce süngerlerin içindeki nemi ve yiyecek kalıntılarını elden çıkarmak için iyice sıkılmalıdır.

Ancak bazı kişiler, bulaşıkları yıkamak için farklı bir aracı tercih edebilir.

Egert, “Bulaşık süngeri kullanmıyorum” diyor. “Mutfakta böyle bir cihazın kullanılmasını mantıklı bulmuyorum.”

“Fırça, çok daha az bakteri bulundurur ve kolayca kurur. Temizlenmesi de daha kolay” şeklinde ekliyor.

“`